sürdürülebilirliğin finansmanı
IFC’nin Avrupa – Orta Asya Bölgesi’ndeki (ECA) iş ortaklarına yönelik Yeşil Bankacılık çalışmaları kapsamında düzenlediği çalışma ve webinarlara katılım sağlamakta ve içeriklerini üyelerimizin görüşlerini de alarak özetlemekteyiz. Düzenlenen webinar serisinin son konusu “Sürdürülebilirliğin Sosyal Boyutunun Finansmanı” oldu. Nergis Kasabalı tarafından derlenen webinar özetinde IFC’nin çeşitlilik, kapsayıcılık, eşitlik konularına cinsiyet perspektifinden bakışı, sosyal bonolar ve bu kapsamda cinsiyet bonoları ve zorunlu göç yaşamış insanların/toplulukların finansmana erişimde yaşadıkları zorluklar yer almaktadır. Özetin ardından şirketler için sürdürülebilirlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık konularında yönetim kurullarının rolü üzerine Üyemiz Dr. Ayşe Botan Berker ve Yönetim Kurulu Üyemiz Yeşim Güra’nın kıymetli görüşlerini okuyabilirsiniz.
I. WEBINAR ÖZETİ
SOSYAL BONO, CİNSİYET BONOSU
IFC’nin Kapsayıcılık, Eşitlik ve Çeşitliliğe Cinsiyet Perspektifinden Bakışı



IFC’nin Yaklaşımı
Araştırma-Öncelikli olarak, ticari veya finansal sistem tarafından yeterince hizmet sağlanmamış veya ihmal edilmiş grupların potansiyeli analiz ediliyor.
Farkındalık-Özel finans kurumlarında, finansal kurumların birliklerinde ve düzenleyici kurumlarda pazar potansiyeli konusunda farkındalık oluşturuluyor.
Tavsiye-Finansal kurumlara, iş modelinin oluşturulması veya adaptasyonunda ve bu kesimden elde edilecek değer konusunda danışmanlık veriliyor.
Yatırım-IFC, bu kesime açılmak isteyen finansal kurumlara yatırım yapıyor, bu kurumlara kredi ve diğer finansal hizmetler sağlıyor.

IFC Neden Cinsiyet Finansmanına Odaklanıyor?
1) Artan etki
  • Dünyadaki iş gücünün %39’unu kadınlar oluşturuyor
  • Kadınlar erkeklerden 5 yıl daha uzun yaşıyor
  • Yüksek öğrenime kayıt kadınlarda daha fazla (K: %43, E:%37)
  • Her 3 büyüme odaklı girişimcinin biri kadın
2) Artan talep ve gözardı edilen fırsatlar
  • Gelişmekte olan ülkelerde kadın girişimcilerin sahip olduğu mikro- küçük-orta ölçekli işletmelerin kredi ihtiyacının 1.5 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor.
  • 2020 itibariyle kadınların dünya toplam tüketim harcamalarında payı 43 trilyon dolar oldu.
  • Kadınlar küresel servet havuzuna yıllık 5 trilyon dolar katkı sağlıyor.
  • Kadınların kullandığı konut kredileri Kolombiya’da 23 milyar dolar, Hindistan’da 32.3 milyar dolar ve Kenya’da 14,8 milyar dolardır.
  • 2030 yılına kadar, sigortacılık ürünleri için kadınların oluşturduğu potansiyel pazar 1,7 trilyon dolardır.
  • Kadınların Fintech/digital ürün kullanım düzeyi erkeklerinki ile benzer seviyededir.

Sermaye Piyasaları- Sosyal Bono, Cinsiyet Bonosu

Cinsiyet bonoları, sosyal bononun bir çeşidi olup, bu ihraçlarla sağlanan kaynağın kadın girişimciler ve kadınların sahip olduğu KOBİ’lere aktarılması hedeflenmektedir. Bilindiği gibi, sosyal bonolar, Uluslararası Sermaye Piyasaları Birliği ICMA’in Sosyal Bono Prensipleri’ne (SBP) göre ihraç edilmektedir. SBP’nin ana bileşenleri ve kayak kullanımına örnekler aşağıda kısaca özetlenmiştir.

Benzer şekilde sosyal krediler de ICMA’nın sosyal bono prensipleri üzerine kurulmuş olup, SBP’deki 4 ana bileşenden oluşmaktadır.
Kredinin kullanılabileceği alanlara ilişkin bazı örnekler ise aşağıda sıralanmaktadır;
  • Fakirlik sınırının altında yaşayan insanlar/topluluklar
  • Dışlanmış, marjinalleştirilmiş insanlar, topluluklar
  • Engelli bireyler
  • Göçmenler
  • Eğitim düzeyi düşük kesimler
  • Temel mal ve hizmetlere ulaşımda zorlu yaşayanlar
  • İşsizler
  • Kadınlar ve/veya diğer cinsel olarak azınlıkta olan bireyler
  • Yaşlanan insanlar ve/veya belli hassasiyetleri olan gençler
  • Doğal afetlerden etkilenmiş ve/veya başka hassasiyetleri olan topluluklar
IFC kadınların sahip olduğu işletmeyi nasıl tanımlıyor?
  • Şirketin %51 veya daha fazlasına kadınların sahip olması veya
  • Kadınların %20’den fazla ortaklık payına sahip olması ve CEO/COO’nun en az birinin kadın olması, eğer yönetim kurulu varsa en az %30’unun kadınlardan oluşması.

IFC Sürece Nasıl Değer Katıyor?

IFC, dünyada en çok sosyal bono ihraç eden kurumlardan biridir ve temelde iki yolla sürece destek oluyor:
1)Danışmanlık: Bu kapsamda veri, pazar, müşteri analizleri, müşteri sınıflandırmaları, satış kanalları, markalaşma, pazarlama, eğitim gibi destekler sağlanıyor.
2)Yatırım yaparak: IFC çok çeşitli şekillerde finansman sağlayabiliyor. Borç veya öz sermaye şeklinde, bono ihraçları ile, bilanço risk yönetimi, performans bazlı fonlama, sendikasyon kredileri başlıca türler olarak dikkat çekiyor.

Kadınlara Bankacılık Çerçevesinde IFC’nin Bugüne Kadar Yaptıkları

1.IFC, son 10 yılda finansal kurumlara bu amaç için 4,3 milyar dolar yatırım yapmış, 251 yatırım projesi ve 76 farklı ülkede 141 danışmanlık işinde yer almıştır.

2.IFC’nin “Gelişmekte Olan Ülkelere Bankacılık” faaliyetleri çerçevesinde yarattığı etki, 668,000 kadın istihdamı, kadınların sahip olduğu 658,000 KOBİ ve bu işletmelere sağlanan toplam 15,6 milyar dolarlık KOBİ kredisidir.

Gelişmekte Olan Ülkelerde İlk Özel Sektör Cinsiyet Bonosunu Garanti Bankası İhraç Etti

Kadınlar tarafından kurulmuş/yönetilen şirketlere finansman sağlamak amacıyla Gelişmekte Olan Ülkeler arasında ilk cinsiyet bonusu ihraç eden özel banka, 2018’de gerçekleştirdiği ihraç ile Garanti Bankası olmuştu. Banka, bu ihraçla cinsiyet bonuları için bir standart oluşturdu. IFC, ihracın %100’üne talip olarak bu konuya güçlü destek mesajı vermişti. IFC ayrıca, şirketlerce elde edilen kaynağın kullanım kriterlerinin belirlenmesine de katkı sağladı. IFC’nin, diğer ülkelerde de örnek alınmasını önerdiği bu bono ihracı, 75 milyon dolar büyüklüğünde idi ve elde edilen kaynak küçük ölçekli kadın işletmecilere finansman olarak aktarıldı.
Daha sonra Akbank tarafından ihraç edilen 225 milyon dolarlık sendikasyonun 75 milyon doları IFC tarafından sağlanırken, en az %35’inin kadın girişimcilere kullandırılması şartı yer aldı.

Deprem Bölgesine IFC Liderliğinde Likidite Destek Programı Geliyor

IFC, 310 milyon doları kendi hesabından olmak üzere toplam 610 milyon dolarlık kaynağı, deprem bölgesi için tasarlanan ve beş Türk bankasının katıldığı bir proje için kullandıracaktır. Kaynağın 300 milyon dolarlık kısmı ise diğer DFI’lar tarafından bankalara sağlanacaktır. Temmuz ayında onaylanmış olan projenin kullandırımının yakın zamanda gerçekleşmesi beklenmektedir. Proje kapsamında sağlanan kaynak, depremden etkilenmiş küçük-orta ölçekli işletmeler ve bireylere kullandırılacaktır. Kaynağın kullanım alanları bankaların portföy yapılarına göre farklılık gösterebilecektir ancak tüm bankalar kaynağın kullanımı ile ilgili raporlamayı IFC’ye yapacaktır.

Zorunlu Göç Etmiş Bireylere Yönelik Finansal Kapsayıcılık

Konu, IFC’nin Polonya temsilcisi tarafından ve ağırlıklı olarak savaş nedeniyle Ukrayna’dan Polonya’ya zorunlu göçün getirdiği sorunlar üzerinden ele alınmıştır. Bu özet çalışmada genel çıkarımlar özetlenmeye çalışılmıştır.
Dünya Bankası’nın 2023 yılı raporuna göre, dünya nüfusunun %2.3’ü, yani, 184 milyon kişi, kendi vatanlarından uzakta yaşıyor. Bunların 110 milyon’u zorunlu yer değişikliği yaşamış göçmenler, 37 milyon’u mülteci (orta büyüklükte bir ülke kadar) ve %43’ü orta-düşük gelirli ülkelerde yaşıyor.
Dünyada en çok mülteci krizi yaşayan ülkeler Suriye, Ukrayna ve Afganistan olarak sıralanıyor.
Göçmen entegrasyonunun sağlanmasında makul maliyetli finansal hizmetlere ulaşım son derece kritik ve kilit rol oynamaktadır. Finansal hizmetlere ulaşımın iyileştirilmesi söz konusu toplulukların kişisel dayanıklılığını, finansal bağımsızlığını, göç ettiği ülkeye uyumunu arttırarak hem kendileri hem de misafir eden ülkeler için sürece destek olacaktır.
IFC, finansal kapsayıcılık çerçevesinde söz konusu topluluklar için finansal sistemin üzerinde çalışabileceği iki aşamalı bir iş modeli önermektedir.

İlk aşama stabilizasyon aşamasıdır. Bu aşamada göçmenlerin yanlarında getirebildikleri birikimlerinin güvende olabilmesi için bir banka hesabı açabilmeleri, ülkelerinde bıraktıkları yakınlarına destek olabilmek için para havale edebilecek duruma gelmeleridir ki bu aynı zamanda gelir seviyeleri konusunda da bankalara fikir verecektir.

İkinci aşama ise entegrasyon aşamasıdır. Bu aşamada göçmenler kendileri ve ailelerinin sigorta ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için kolaylık ve uygun ürüne ihtiyaç duymaktadır. Daha sonra ise yaşam kalitelerini iyileştirecek ve tüketim/eğitim için kullanılacak kredi imkanlarına ihtiyaç duyulmaktadır. Göçmenlerin finansal piyasalara erişiminde hem talep hem de arz taraflı bariyerler vardır. Talep tarafında bilgi eksikliği ve finansal sistemin kendilerini dikkate almayacağı inanışı etkili olurken, arz tarafında ise kredi geçmişinin olmaması, belge eksiklikleri, adaptasyon eksikliği, önyargılar ve kredi değerlendirmesinde yüksek risk algısı belli başlı bariyerlerdir.

II. ÜYELERİMİZDEN GÖRÜŞLER

Dr. Ayşe Botan Berker / Merit Risk Yönetimi ve Danışmanlık Kurucu Ortağı, Ulusal Faktoring, İş Leasing ve Odeabank Bağımsız
Yönetim Kurulu Üyesi, IFC Nominee Director

OECD Kurumsal Yönetim çerçevesi, global gelişmeler ışığında yenilenerek, 2023 yılı içinde G20 ülkeleri tarafından kabul edilmiştir. Sürdürülebilirlik ve dayanıklılık konusu, çerçeve metnine ilave edilerek iklim bağlantılı ve diğer sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarının yönetilmesi gereği gündeme getirilmiştir. Ana hatları ile şirketlerin sürdürülebilirlik konusunda kamuya açıklama yapmaları, yönetim kurullarının sürdürülebilirlik konusundaki sorumluluklarının belirlenmesi, şirketler arası ve menfaat sahipleri ile diyalogların güçlendirilmesi, yönetim kurullarının risk yönetimi, çeşitlilik ve hissedar olmayan menfaat sahipleri ile ilişkiler gibi karmaşık konuları yönetmeleri gereği gündeme taşınmıştır. Kurumsal yönetimde dijital teknolojilere ağırlık verilmesi yönetim kurullarının dijital riskleri gözetmeleri ve yönetmeleri; ESG skorlamalarının yatırımcılar açısından önemi nedeni ile gündeme getirilmesi gene değişikliklerin önemli başlıklarıdır. Bu çerçevede yönetim kurullarının sorumlulukları ise;
  • Yönetim kurullarının şirketlerin tanıtım/lobi faaliyetlerinin sürdürülebilirlik hedefleri ile uyumlu olmasını temin etmesi,
  • Şirket sermaye yapılarının farklı senaryolar altında, stratejik hedefler ve bunlara ilişkin riskler için uygun olduğunun değerlendirilmesi,
  • Yönetim kurullarının, iklimle ilişkili riskler de dahil olmak üzere, yönetim prosedürlerini, kamuya açıklamaları, strateji, risk yönetimi, iç kontrol sistemlerini gözden geçirme, yön verme yönetme fonksiyonlarının, yönetişim çerçevesinin, sürdürülebilirlik risk ve fırsatlarını dikkate aldığının temin edilmesi,
  • Çalışan bireyler dahil tüm menfaat sahipleri ile onların temsilcilerinin, yönetim kurullarından veya benzer yetkililerden gelen yasal ve/veya etik olmayan davranış ve aksiyonlar karşısında serbestçe bildirimde bulunma ve bu nedenle de bir yaptırıma maruz kalmamalarının sağlanması şeklinde belirtilmiştir.
Yönetim kurullarının ESG bağlantılı fonksiyonlarına yaklaşımlarında sektörel farklılıklar gerekmektedir. Özellikle Finansal hizmetler sektörü ile diğer Finansal olmayan sektörler arasında aracılık faaliyetlerinin verdiği sorumluluk nedeni ile önemli farklar bulunmaktadır. Finansal şirketler, doğrudan maruz kaldıkları ESG risklerinin yanı sıra verdikleri kredileri kullanan kredi müşterileri, projeler, kanalı ile risk oluşturabilecekleri için kredi portföylerini çok hassas değerlendirmelidirler.
IFC, tüm yukarıda sayılan yönetim Kurulu ESG fonksiyonları takibi için performans indikatörleri oluşturmuştur. Ayrıca finansal kurum ESG risklerinin monitör edilebilmesi için belirlediği performans indikatörlerine kredi verme aşamasında derin analiz (due diligence) yapılmasını, kredi verildikten sonra ise portföyün periyodik olarak monitör edilmesini uygun görmektedir.
Çeşitlilik konusunda ise IFC, yönetim kurullarında en az % 25 bağımsız kadın ile üst yönetim seviyesinde de %25 kadın olması kriterlerini performans indikatörü olarak belirlemiştir.

Yeşim Güra / Altın Yunus Otel, Pınar Süt, Acıbadem City Clinic, Süper Film Ambalaj Sanayii, QNB Finansbank Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi, IFC Nominee Director

Gerek çeşitlilik gerekse de kapsayıcılık, işletmelerin sürdürülebilirlikleri açısından tartışmasız öneme sahip konulardır. Bu konuya gereken önemi vermek konusunda da şirketin en tepe yönetişim organı olarak yönetim kurullarına düşen görev büyüktür. Bir yönetim kurulunun etkin işleyebilmesi ve görevlerini hakkıyla yerine getirebilmesi için; 1) kompozisyon, 2) kültür yaşamsal önem arz etmektedir.
Yönetim Kurulu başkanı bu konuda belirleyici rol oynar. Bu sebeple, doğru kompozisyon eşittir doğru çeşitlilikte temsil diyerek, şirketin ihtiyaç duyduğu her alanda çeşitliliği talep etmelidir. Sadece cinsiyet değil, tecrübe, yaş, deneyim, farklı geçmiş ve kültürlerden gelen kişilerden, yeterli çeşitlilikte oluşturulmuş bir yönetim kurulu, ilk sınavından geçmiş demektir. Ancak yönetim kurulu başkanının ikinci önceliği, her bir yönetim kurulu üyesinin doğru bir kapsayıcılık yaklaşımı ile yönetim kurulunda etkin katılımını, görüşlerinin rahatça ifadesini, ön yargısız dinlemesini ve katkı sunmasını teşvik etmektir. Elbette bunları sağlamak için de yine yönetim kurulu başkanı başta olmak üzere, tüm yönetim kurulunun ördüğü “kültür” büyük önem taşır.
Kültür, çok katmanlı olup, kullanılan yazılı ve sözlü dil, vücut dili, ön yargıların kendini ifade şekli, tartışma ve görüş alışveriş şekilleri gibi pek çok biçimde kendini gösterir.
Örneğin, yedi kişiden oluşan bir yönetim kurulunda, sadece tek bir kadın üye varsa, zaman zaman o kadın üyeye, iyi niyetli de olsa, sürekli “tek” olduğunu hatırlatacak imalarda bulunulduğu zaman, bu tip yaklaşımlar, kadın üyenin zamanla kendini “görünmez” hale çekerek etkinliğini düşürmesi sonucunu doğurabilir. Tabii benzer durumu “azınlıkta” olan her üye için söyleyebiliriz. İşte bu tip durumlarda yönetim kurulu başkanının konuya yaklaşımı çok kritiktir.
Öte yandan; sağlıklı bir çeşitlilik ile başlayan, değer odaklı yapıcı tartışma ortamları içeren bir yönetim kurulu toplantısı, değer üretmek anlamında eşsiz bir güce sahip olacaktır.

Disclaimer/Yasal Uyarılar

1. Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği: Tüm hakları saklıdır. Bu yazıda yer alan yazılı ve görsel her türlü içerik, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında korunmaktadır. Yazı içeriği, atıf yapılsa dahi Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği’nin izni olmaksızın tamamen veya kısmen herhangi bir şekilde kullanılamaz, kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayımlanamaz, dağıtılamaz veya satılamaz. Bu yazı, Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği tarafından doğru ve güvenilir olduğuna inanılan bilgilerden oluşmakta ise de, Yönetim Kurulu Üyeleri Derneği’nin içeriğin doğruluğu, güvenilirliği ve eksiksizliği konusunda bir taahhüdü bulunmamakta olup, içerikten kaynaklanan veya içerik ile bağlantılı her türlü zarar için üçüncü taraflara karşı sorumluluğu bulunmamaktadır.

2.İşbu makale IFC’den alınan izin çerçevesinde, okuyuculara kolaylık sağlamak adına hazırlanmış olup, IFC tarafından yayınlanan ve telif haklarına sahip olunan içeriklerin bir özetinin Türkçe’ye çevirisidir. Makale, IFC’nin izniyle hazırlanmıştır ancak IFC veya Dünya Bankası’nın herhangi diğer bir üyesi tarafından hazırlanmamıştır ve IFC’nin veya Dünya Bankası’nın herhangi diğer bir üyesinin resmi tercümesi değildir. IFC veya Dünya Bankası’nın herhangi diğer bir üyesi, işbu tercümenin doğruluğu, güvenilirliği ve eksiksizliği konusunda herhangi bir tekeffülde bulunmamakta ve tercüme edilmiş içeriğe veya bu içerikteki herhangi bir tercüme hatasına ilişkin olarak sorumluluk kabul etmemektedir. Bu makalenin içeriği, hukuki, menkul kıymetler veya yatırım tavsiyesi, herhangi bir yatırımın uygunluğuna ilişkin bir görüş veya herhangi bir türde talep oluşturma amacını da taşımamaktadır.

Webinar Kaydı:

https://ecagbac.org/events/771/